ONLAR ANTAKYA İÇİN ŞİİR YAZDILAR
- Mehmet Karasu
- 29 Şub 2024
- 2 dakikada okunur
FERHAT İŞLEK
Zeynel Kürkçü, Nuri Taner, Bedran Cebiroğlu, Aydan Yalçın, Rahmi Emeç, Hikmet Güzel, Bilsen Başaran, Bedia Süner, Eylem Şehla, Selma Çiçekli, Mevlüt Kaplan, Nebihe Karasu, Zeynep Mansuroğlu, Mehmet Öksüz, Necla Daloğlu, Kadri Durgut, Acibe Sıkar, Önder Çolakolu, Ali Çağan Karasu, Zeynep Mansuroğlu, Ayşe Kaygusuz Şimşek, Hediye Sıkar, Sabahattin Yalkın, Sevgi Alatoprak, Fedva Çekmecelioğlu, Hikmet Güzelkokar Fevziye Aşkar, Yonca Yaşar, Ebru Güneyan, Mehmet Yetek
YIKIK KENTİN AĞIDI
Yere göğe adını yazacağım
Sene iki bin yirmi üç
Vakit Şubatın altısı
Siz hiç çaresiz kaldınız mı?
Birileri gelecek diye beklerken
Kimseler gelmeden
Çöken binalarda can çeken insanlarla
Çığlıklarla ağlar gibi çökmüştü evim
Kan revan içinde sıyrılarak
Ağızlarda ana babaların dermansız ağıtları
Tütmüyor artık şehrin kimsesiz bacaları
Kanatlarına tutunayım dedim
Kanatları kırılmış
Taşa kesmiş hayatlar burada
Tozun ve ölümün
Yapışkan sessizliğinde
Sevinç de, kendi yerinde değil
Uçuruma akıyoruz hep birlikte
Yürüdüğüm sokak, koştuğum yollar
Bütün anılarım enkaz altında...
Kalbim / ah, kalbim terk etmiş nazlı sesini
Dökülen sıvalar, çatlamış duvarlardan
Ölen mi kurtuldu kalan mı bilinmez
Giden gitti kalan ise perişan
Evsiz kaldı çoğu insan
Kuru ağaç der ki:
“Ben hiçbir şey hissetmiyorum
Güneş benim için doğmuyor"
Şehrim yıkıldı bir anda
Nice canlar, enkaz altında
Canlarım göçük altında
Çok gündönümleri gördüm
Yaşamadım böylesini
Onulmaz hallere düştüm
Çaresizim ağlarım
Kaldı biri içerde biri dışarıda
Oğlum, dedi büyük ses
Baba, dedi küçük ses
“Kurtar beni”, eli elinde
Öldürmüştü bizi deprem
Kimimizin bedenleri toprağa
Toprak üstünde kalan bedenlerin
Ruhları girmişti toprağa
Harbiye’ye gidelim derdik o da yok artık
Eksilmeden çoğalırdı bereketli katık
Şimdilerde sokaklar dağınık her yer batık
Yarılmış toprak canımı yerden yere saldı
Sanma nefes alıyorum
Sanma uyuyorum
Korkuyorum uyursam
Başım üstünde kat kat insan var
“Sesimi duyan yok mu?”
Kayboldum, kayboldum
Issız, karanlık sokaklarında
Uyanmak istiyorum.
Çocuklarımı görmek, ailemi görmek güzel şey!
Olmuyor, her tarafım sıcak ama hava buz gibi
Uyanamıyorum…
Mevsim kış, zemheri soğuk
İnsanlar uykuda kaldı donuk!
Toz, duman oldu koca binalar
Çığlıklar yükseldi boğuk boğuk
Düşen kollar kalkmaz olmuş
Korunak surları yerle bir, kapılar kırık
Ah! yok mu bana bir ışık
Uzanacak bir ses?
Ah Ahhh…ölümün ağzındaki şehirlerim
Maraş, Adana, Adıyaman, Urfa
Bir başka sızlar yüreğimin orta yerindeki Antakya
Göğsümün tam ortasında
Bir yürek sızısı gibi
Akar da akar… akar da akar
Asi gözyaşı
Gözyaşı Asi
Sarılmak seratonini tavan yapardı ya
Kucaklaştık, ağlaştık
Acıdık
Altı şubat sabahına ışınlandık
Biz hepimiz boş bir sahada
Siyah çöp poşetlerinin içinde
Ölü toprağı serpilmiş üstümüze
Her yer yıkık toz toprak
Kuş sesleri yerini
İş makineleri sesleri almış
Ağla anam ağla babam
Yok oldu kutsal yuvam
Gürledi evren
Mavi mavi şavkıdı sema
Yağmur amansızca döverken
Seninle kayboldum ben
Kendimi bile bulamadım ki
Antakya'm neredesin
Yalnız hürriyeti için uyanır bu şehir
Hadin sür tarihin derinliğine gözlerini
Damlarında ölü düşler görmek bile yok
Hadin annen fayları öpmeye kalkacak birazdan
Bulut tozdan öte değil
Bu sevda bir hata değil
Bu bir şehir mezar değil
Canlar çiçek açar bir gün
Enkaz altında kalmadan
Feryatlarımız duyulmadan
Diri diri yanmadan
Diren çocuk diren
Bu şehirde susmayacak
Ezan, çan, hazzan
Senin gülüşündür güneşi yüreklere süren
FERHAT İŞLEK
Comments